Atık, çöp ve kompost kavramlarının basit ve anlaşılabilir bilgilendirmesini yaptığımız kampanya ile mutfaklardan çıkan atık sorununa çözüm önerileri araştırdık.  Kompost yapan insanların yaşamlarının belgelenmesiyle şehir yaşamında kompost üretimin mümkün olduğu, permakültür ve ziraat mühendislerinin verediği bilgilerle kompost üretiminin ekolojiye sağladığı katkıların bilinirliğini üzerine çalışıldı.

​

  Çöplerin ayrıştırılmalarını, atıkların kompost üretimiyle değerlendirmeleri konusunda örneklemler sunuldu. Mutfaklardaki davranış değişimiyle bile, gelecek nesiller için daha iyi, yaşanabilir bir dünya sağlayabilinileceğinin altını çizdik.

Kentiçi trafik sorunu; şehir yaşamını zorlaştıran bir unsur olarak gündelik yaşantımızda varlığını arttırarak devam ediyor. Kullanılan araç sayısı ve satın alınan araç sayısı artmaktayken, hava kirliliği, iklim değişikliği ve kent içi trafik sorunu da artıyor.

Trafiğin artması şehirlerde yaşayan tüm insanları etkiliyor. Bu noktada bisikletin kentiçi ulaşımdaki önemi ve faydaları da
artıyor.

Bisiklet kullanıcıları trafikte fark edilmediklerini, fark edilselerde saygı duyulmadıklarını her fırsatta

dile getiriyorlar. Trafikte bisikletli ölümleri, kazalar, sıkıştırmalar gibi olumsuz olaylar da bisiklet kullanımının artmasıyla artmaktadır. Metropollerdeki bisikletliler son 10 yıldır "trafikte biz de varız" , "arabadan in bisiklete bin" gibi sloganlarla farkındalık yaratmak için buluşuyorlar.

 İstanbul, İzmir, Eskişehir, Ankara, Manisa başta olmak üzere bu şehirlerdeki aktivistlerle bu farkındalık sürüşlerine katıldık. Gittiğimiz şehirlere bisiklet ile gittik. Karbon salınımı sıfır bir belgesel ürettik.

Kariyer tercihini sürdürülebilir mimarlık yönünde yapan her öğrencinin bugün zorunlu olan
dönüşüme katkı potansiyeli çok yüksek olduğu için bu çalışmayı zemini yaratabilmek için hazırladık.

​

Mimarlık öğrencilerinin rol modellerinin yeterli sayıda ya da görünür halde olmamaları, sürdürülebilir mimarlık hakkında bilgi karışıklığının olması, ortak platform ya da bir hareketin olmaması sorunundan yola çıktık. 

Mimar Nevzat Sayın, mimar Selçuk Avcı, yeşil bina tasarımcısı mimar Emre Açar ve mimar Yunus Özdemir gibi isimler ile "sürdürülebilir mimari kavramı" üzerine; ODE Yalıtım, Vitra gibi sektör üreticileri ile sürdürülebilirlik için gerekli şeffaflık tanımı üzerine röportajlar, video-graik çalışmalar üretimlerini gerçekleştirip, kamusal alanda yaygınlaştırılmasını sağladı. 2030 hedeferinde mimarlık ve inşaat sektörünün sorumlu olduğu karbon salınımı - enerji tüketimiyle ilgili bilgilerin. artistik formlarda dikkat çekici şekilde sunulmasına katkı sağlandı.

Longoz, dilimizde “su basar orman” anlamına geliyor. Orman içindeki nehir yollarının her yağmurla değiştiği ve böylece devinimin gözle görülür hale geldiği bir oluşumu ifade ediyor. Türkiye'nin en uzun sahilllerinden birine sahip olan İğneada, Mert Gölü, Pedina Gölü ve Erikli başta olmak üzere 6 göle sahip.

Bisikletli Film Kolektifi Kinocycle ve Miki Film Kolektifi’nin ortak çalışması olan belgesel film, İstanbul'a üç saat mesafede olan Longoz ormanı çevresinde yaşayan arıcılar, balıkçılar, ormancılar, rehberler ve diğer meslek gruplarından insanların tanıklığında Longoz ormanını inceliyor ve tartışmaya açıyor.

​

​İğneada Çevre Platformuna, Kırklareli Kent Meclisi, Dayko, Demirköy, Beğendik, Limanköy, Sislioba halkına ormanı koruyuculukları ve katkıları için teşekkürler.

​

Yaşam alanlarını yeşile dönüştüren bireylerin deneyimleri gösteriyor ki toprak ve yeşile olan ihtiyaç gün geçtikçe artıyor. 

Balkon, bahçe, çatı ve teraslarda yayılan yeşile dönme çabası sadece organik olmaya değil metropol şehirlerin gürültü problemine ve rekreasyon eksikliğine de cevap veren bir yöntem.

Artan beton ve gri alanlar sebebiyle evlerinin önünü eken insanlar, bahçelerini ekenler, kamusal alana tohumlar bırakanlar, “balkonuma toprağı 10 kg'lık çuvallarla günlerce taşıdık" diyen hikaye anlatıcısı bir çiftin röportajları, İzmir’de ön görüşmeler yaptığım Ceyda’nın balkonu için “yaşam alanımda söz sahibi olmak istiyorum” söylemi belgeselin başlıklarından yalnızca birkaçı oldu.

​

Bu içerik ile birlikte "#hayalimdekikamusalalan , #hayalimdekikentbahçesi" açık çağrı ve davetleri yapmayı sürdürüyorum.

Dünya tatlısı, 7 yaşında, güzel mi güzel, otizmli bir kız çocuğuyla tanıştım. İsmi Pırıltı. Onun için çabalayan güçlü bir ailesi var. Kimi zaman yaşamın yükleri birlik olmayı gerektiyor ya işte tam bu sebeple haydi dedik ve bir kampanyayla el üstüne el koyalım istedik. Pırıltı'nın okul masraflarının %30'u tohum otizm vakfı tarafından karşılanıyor. Bu yeterli değil çünkü şu anda haftada 3 gün 1 buçuk saat eğitim alıyor.Bu eğitimle en başta sağlık sorunları yok oldu. Kendini ifade edebilmeye, iletişim kurmaya başladı.Pırıltı biricik ve eğitim Pırıltı’yı özgürleştiriyor, parlatıyor. Tam zamanlı eğitim alması için kitlesel fonlamayla Pırıltı'yı parlatacak ve yaşamı kutlayacak gönüllüler arıyoruz. Bu video Pırıltı'nın hikayesi ancak ailesinin tanıklığında ifade ediyoruz. İzlemenizi ve destek olmanızı çok istiyorum. Kimi zaman neşeyi kucaklamak bu kadar kolay. Haydi gelin el üstüne el koyalım ve yaşamı birlikte kutlayalım.

Fongogo kampanya sayfası: goo.gl/FVhRZY