ŞEHİR BAHÇELERİ
İstanbul'da küresel iklim değişikliğinin etkileri artıyor. Ancak bu hikaye, şehrin insanlarının balkonlardan, bahçelerden, çatılardan, teraslarından ve boş arazilerden başlayarak iklim değişikliğinin yarattığı sorunları çözmeye çalışan kent çiftçilerin otobiyografisini anlatıyor.
İstanbul'da yaşayan bu kahramanlar, şehirlerinin geleceğini koruma konusundaki kararlılıklarını ve yaratıcılıklarını gösteriyorlar. İklim değişikliği ile mücadelede kendi paylarına düşeni yapma isteği, balkonlardan sarkan saksılar, yeşilliklerle dolu bahçeler ve çatılarla başlıyor. Bu boş alanlar, sadece şehrin görüntüsünü değil, aynı zamanda iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynuyor.
Bu hikaye, İstanbul'un her köşesindeki bu kentsel çiftçilerin azmi ve tutkusuyla şekilleniyor. Onlar, doğanın güzelliklerini ve sürdürülebilirliği yeniden şehirlerine getiriyorlar. İklim değişikliğine karşı birlikte mücadele etme çabaları, şehrin geleceği için umut ışığı oluyor.
Balkon, Bahçe, Çatı ve Teraslar Hakkında
KOMPOST GÜZELLEMESİ
Çöp Hakkında
Kent Çiftçisi olarak bilinen Umut Bayhan, 'Kedili Bostan'ın kent çiftçisi Cansu Dirim ve Tarım Derneği Başkanı Özlem Tömekçe, 'Kompost Güzellemesi' belgeselinde bir araya geliyorlar. Bu film, 'kentsel haklar' perspektifiyle şekillenen bir hikayeyi sunuyor. Şehir sakinlerinin sürdürülebilir bir gelecek için verdiği mücadele, bu dokunaklı belgeselde yankı buluyor.
Belgesel, kentsel yaşamın karmaşıklıklarına dalarak, kentsel bireylerin temiz ve sağlıklı gıdaya erişim hakkını ele alıyor. Aynı zamanda, çevresel sürdürülebilirlikte kompostun rolüne odaklanıyor. Umut Bayhan, Cansu Dirim ve Özlem Tömekçe'nin kompost üretimi, şehirlerde atıkları yeniden değerlendirmenin ve toprağa dönüştürmenin önemini vurguluyor.
Bu belgesel, sadece izleyicileri şehirlerinde daha yeşil ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeye teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda iklim krizi ile mücadele çabalarını da vurguluyor. Kompostun toprak sağlığına ve çevresel dengeye katkısını sergilerken, her bireyin küçük adımlarla önemli değişikliklere öncülük edebileceğini gösteriyor. Kentsel haklar bağlamında şekillenen bu etkileyici anlatı, izleyici için ilham veren bir yolculuk sunuyor.
PEDAL
ARKADAŞIM
Sıfatları Bırakıp, Ortak Bir Dünya Düşleyenler Hakkında
"Pedal Arkadaşım" belgeseli, insan ilişkilerini ve arkadaşlık kavramını derinlemesine irdeleyen dokunaklı bir hikayeyi anlatıyor. Ender, çevresine yaydığı sıcaklık ve neşeyle tanınan, hayata pozitif bir bakış açısıyla yaklaşan biridir.
Ender'in zihninde beliren "Pedal Arkadaşım" fikriyle her şey değişir. Bu fikir, bisikletle çıktığı uzun seyahatleri paylaşabileceği ve yeni arkadaşlıklar kurabileceği bu fikri düşler.
Projenin amacı, farklı yaşlardan, kültürlerden ve geçmişlerden gelen insanları bisiklet sürerken bir araya getirerek derin bağlar oluşturmaya teşvik etmektir. Ender, projeye katılanların yaşamlarını nasıl etkilediğini ve dönüştürdüğünü anlamak için bu insanların hikayelerini keşfetmeye karar verir. Belgesel, Ender'in objektifinden projeye katılan bireylerin deneyimlerini ve öykülerini yakından takip eder. Film araştırma süreci boyunca arkadaşlık kavramının farklı yönlerini sorgulamaya başlar.
Ender'in rehberliğinde, bisiklet sürerken paylaşılan anlar ve deneyimler yalnızca fiziksel bir etkinlik değil, aynı zamanda derin duygusal bağların ve anlayışın ifadesidir.
Belgesel, bisikletin insanları fiziksel olarak birleştirmesinin ötesinde, arkadaşlığın ve dayanışmanın nasıl şekillendiğini araştırır.
"Pedal Arkadaşım" belgeseli, insan ilişkilerinin ve arkadaşlığın evrensel ve dokunaklı yönlerini keşfederken, bisiklet sürmenin ve paylaşılan deneyimlerin nasıl anlamlı ve güçlü bağlar kurduğunu gösteren samimi bir portre sunar. Bu belgesel, izleyicileri insan bağları ve insanlığın temel değerleri üzerine düşünmeye yönlendirirken, içten bir duygu yumağı da sunmayı amaçlar.
CİNATI
Critical Mass Hakkında
ARABADAN İN, BİSİKLETE BİN
Cinatı, yaşanılabilir bir kent hayali kuran ve bu uğurda dünyanın birçok şehrinde bir araya gelip aksiyon alan Critical Mass bisikletçilerinin hikayesini gerçekçi bir dille anlatır.
BELGİN
POTANSİYELİN İFŞASI
SATCHITANADA
İstanbul, Kadıköy - Pendik minibüs hattı şoförlerine çay satan Belgin, sıradan bir hayattan taşan derin bir öyküyü temsil ediyor. Belgin, bisikletli bir seyyar satıcıdır. Çaylarının içerisine kattığı sevgi ve yaşamın farklı yönlerine duyduğu ilgi ile tanınır. Belgin'in yaşamı, bir gün kendisine sunulan nefes terapisi ile değişir. Bu nefes terapisi, onun dünyayı, kendini ve çalışma arkadaşları olan minibüs şoförleriyle daha derin bir tanışma içerisine iter. Doğu mistizminden ilham alan film, çay, minibüs dünyası ve insan olmanın özünü Sat Chit Ananda kavramı çerçevesinde araştırır. Belgin’in, minibüs şoförlerine ve minibüs şoförlerinin Belgin’e olan tanıklıklarıyla yaşamın özüne dair bir tartışma aralanır.